Kahve İçmek Odaklanma Yeteneğinizi Geliştirir
Kahve içmenin beynimiz üzerinde birçok etkisi var. Bedenimizi uyandırmak gibi harika bir faydanın yanı sıra, araştırmalar kafeinin zihinsel performans, uyanıklık dahil olmak üzere bilişsel işlevleri geliştirdiğini ve genel konsantrasyon seviyemizi yükselttiğini gösteriyor. Bu da sabah içtiğimiz bir fincan kahvenin güne başlarken kendimize huzurlu bir zaman ayırmaktan çok daha fazlası olduğunu gösteriyor.
Peki kahvenin içindeki kafeinin üzerimizdeki bu etkisi tam olarak nasıl gerçekleşiyor ? Kafein bir uyarıcıdır ve tüketildiğinde savaş ya da kaç tepkisini tetikleyerek beyindeki bizi yorgun hissettiren nörotransmiterleri bloke eder. Bu, bir projeyi bitirmeye, bir test için çalışmaya veya hatta yeni bir enstrüman öğrenmek, yeni bir sanatsal beceride ustalaşmak veya romanınızın ilk taslağına başlamak gibi yaratıcı yönümüze daha iyi odaklanmanıza yardımcı olur.
Bununla birlikte, küçük bir sorun var. Eski bir deyişe göre, kahve kadar sevdiğimiz bir şey söz konusu olduğunda bile, her şeyin fazlası zarardır. Zihinsel faydalarını en üst düzeye çıkarmak için kafein alımını günde 400 miligramın altında tutmanız önerilir. Bu da ortalama 4 bardak kahveye denk gelir. Kafein aşırı yüklenmesi durumunda, bedenimiz ve zihnimiz üzerindeki etkilerini azaltarak bir tolerans oluşturur. Gün içinde ne kadar çok bardak içersek, üretkenlikte bir artış yaşama ihtimalimiz o kadar az olur. Ayrıca kaygı ve sinirlilik pinglerine tanık olma olasılığımız o kadar artar.
Konsantrasyonu artırmanın ve genel uyanıklığı iyileştirmenin yanı sıra, kafein aynı zamanda bilgi tutma oranını artırarak beynin anıları daha iyi korumasına yardımcı olur. Yeni bir beceri, hobi veya iş üzerinde çalışırken veya öğrenirken bu inanılmaz derecede faydalıdır. Yakın tarihli bir John Hopkins bilimsel çalışması, kafeinin tüketimden sonraki 24 saate kadar hatıraları zenginleştirdiğini gösteren sonuçlarla bu teorinin altını çiziyor.
Kafein, zihinsel sağlık sorunları, en önemlisi dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu veya bir bireyin odaklanma yeteneğini öncelikle okulda veya işte etkileyen yaygın bir nörolojik bozukluk olan DEHB'den muzdarip olanlara bile fayda sağlayabilir. Kafein, merkezi sinir sistemi üzerinde bir itici güç olduğu için, DEHB'den muzdarip olanlarda genellikle düşük olan bir kimyasal olan dopamin üretimi artar. "Kendini iyi hissetme" nörotransmitteri olarak bilinen dopamin, yüksek ruh hallerine, doğru karar vermeye ve açıkça artan konsantrasyon seviyelerine katkıda bulunan bir faktördür.
Tedavinin, düzenli doktor ziyaretlerinin ve reçeteli ilaçların kafein ile değiştirilmesi önerilmese de, günde bir fincan kahve, nörolojik hastalıktan muzdarip olanlar için çarpıcı gelişmeler gösterebilir.
Sevdiklerimizin fiziksel desteği olmadan küresel bir pandemide yaşamanın belirsizlikleriyle, çoğumuzun neden motive kalmakta, Netflix'i kapatıp işe koyulma motivasyonunu bulmakta zorluklarla karşılaştığına şaşmamak gerek. Sabahları güzel uyanıp, günü üretken bir çizgiyle bitirmeye kararlı olduğumuzu, ilk fincan kahvemizin bizi desteklediğini ve ertesi gün her şeyi yeniden yapmamız için bize yeterince lezzet ve destek sağladığını unutmayın...